Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbul tarafından, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, 6 bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) destekleriyle, Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortaklığında, İstanbul Fuar Merkezi'nde (İFM) düzenlenen SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı başladı.
Bayraktar, açılış konuşmasında, SAHA İstanbul'un Türk savunma ve havacılık sektörünün itici gücü olmak, yerlilik oranını artırmak, kritik teknolojileri ülkeye kazandırmak, uluslararası rekabet gücünü yükseltmek ve güçlü bir ekosistem oluşturmak hedefiyle kurulduğunu söyledi.
SAHA İstanbul'un misyonunun sektördeki koordinasyonu sağlamak olduğunun altını çizen Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
"Şirketlerimizi kritik ürünler üretmeye motive ediyor, yeteneklerini değerlendiriyor ve bu yetenekleri sistem ve alt sistem üretiminde kullanıyoruz. Projelerimiz üye şirketlerimizin kapasitelerini geliştirirken, aralarındaki ticari ilişkileri de güçlendiriyor. Yurt içi ve yurt dışı pazar geliştirme faaliyetlerine katkı sağlıyoruz. Bu yaklaşım, savunma ve havacılık ekosistemini bir bütün olarak ileriye taşıyor. İşbirliğini kolaylaştırarak, yıkıcı teknolojiler geliştirerek ve küresel ihtiyaçlara cevap vererek endüstriyi şekillendiriyoruz. Yerli üretim kabiliyetlerimizi pekiştirirken, global pazarda da söz sahibi oluyoruz."
"15 milyar dolar gelir ve 5,5 milyar dolar ihracat"
Bayraktar, SAHA İstanbul olarak özel sektörün rolünü artırarak sektöre dinamizm kazandırmayı ve maliyet etkin sürdürülebilir projeler geliştirmeyi amaçladıklarını dile getirdi.
Küresel savunma endüstrisini şekillendiren son gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Bayraktar, "Elektrifikasyon, yapay zeka, otomasyon, hipersonik uygulamalar ve uzay yetenekleri gibi alanlarda öncü olmayı hedefliyoruz. Uzun vadeli planlama ve yeni kapasite gereksinimleri konusunda üyelerimizi yönlendiriyoruz. 2023'te 2,4 trilyon dolara ulaşan global askeri harcama, jeopolitik gerilimlerin ve savunma modernizasyon ihtiyaçlarının bir yansıması." diye konuştu.
Geçen yıl itibarıyla Türkiye'nin 15,8 milyar dolarlık savunma harcamasıyla dünyada 22. sırada yer aldığına işaret eden Bayraktar, şunları kaydetti:
"Son 5 yıllık bileşik büyüme oranlarına baktığımızda, Türkiye'nin yüzde - 6,2 ile listede negatif büyüme gösteren tek ülke olması yanıltıcı olmamalıdır. Bu düşüş, savunma kapasitemizde bir azalma değil, aksine milli üretim kabiliyetlerimizin artmasıyla dışa bağımlılığımızın azalmasıyla daha maliyet etkin ürünler geliştirmemizin bir yansıması, Türk savunma ve havacılık sanayisinin gelişiminin, ülkemizin bağımsızlık hikayesidir. 1920'lerdeki başlangıçtan 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'na, 2000'lerin başındaki millileşme vizyonundan 2023 sonrasındaki ihracat odaklı büyümeye kadar her aşama bu hikayenin bir parçasıdır. Bugün, 15 milyar dolar gelir ve 5,5 milyar dolar ihracatla gurur duyduğumuz bir noktadayız. Bu aşama Milli Teknoloji Hamlemizin daha başlangıcıdır. Türk savunma ve havacılık sanayisinin kabiliyetleri, geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Kara araçlarından deniz platformlarına, insansız hava platformlarından mühimmatlara, füzelerden iletişim ve muharebe destek sistemlerine kadar her alanda söz sahibiyiz. Bu kabiliyetler, ulusal güvenliğimizi güçlendirmesinin yanı sıra ülkemizi global pazarda rekabetçi bir oyuncu haline getiriyor."
"Havacılıktaki millileşmeyi güçlendirmek için çalışıyoruz"
Bayraktar, Türkiye'nin askeri harcamalarının gelişiminin, stratejik önceliklerin bir yansıması olduğunu belirterek, 2001'den 2023'e kadarki süreçte, harcamaların 7,2 milyar dolardan 15,8 milyar dolara yükseldiğini bildirdi. Söz konusu artışın ithalatın azalmasıyla gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payının yüzde 3,6'dan yüzde 1,5'e düşmesiyle dengelendiğini vurgulayan Bayraktar, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla savunma harcamalarının daha verimli ve etkin hale geldiğini anlattı.
Bayraktar, Türk savunma ve havacılık sanayisinin ticari gelişiminin, sektörün dinamizmini ve büyüme potansiyelini ortaya koyduğuna işaret ederek, 2012'de 4,8 milyar dolar olan gelirin, 2023'te 15 milyar dolara ulaştığını söyledi.
Türk savunma ve havacılık sanayisinin uluslararası ticaret performansının gurur verici bir gelişim gösterdiğini ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"2012'de 1,3 milyar dolar olan ihracatımız, 2023'te 5,5 milyar dolara ulaştı. İthalatımız ise aynı dönemde 1,4 milyar dolardan 6,2 milyar dolara yükseldi. 2021-2023 dönemindeki yükselen net ithalat, yolcu uçağı ve ekipman alımlarından kaynaklanmaktadır. İnsansız hava araçları, mühimmat ve füzeler, kara araçları, ihracatımızın lokomotifi konumunda. Havacılık sektöründe yolcu uçağı alımı nedeniyle ithalatımız hala yüksek. Ancak bunu da fırsat olarak görüyor ve havacılıktaki millileşmeyi güçlendirmek için çalışıyoruz."
"Dünya pazarında rekabet gücü artıyor"
Türk savunma ve havacılık sektörünün 2023'teki ihracat hacmi ve 185 ülkeye ulaşan 230 ürün çeşitliliğinin, ülkenin küresel arenada artık bir güç olduğunu kanıtladığını dile getiren Bayraktar, "Baykar'ın 1,7 milyar doları aşan ihracatı, insansız hava araçları teknolojisindeki dünya liderliğimizin açık göstergesi. TUSAŞ, MKE, TEI, ROKETSAN ve ASELSAN gibi şirketlerimizin listedeki varlığı, sektörün derinliğini ve çeşitliliğini yansıtıyor." dedi.
TEKNOFEST'in, Milli Teknoloji Hamlesi'nin ve çalıştıkları sektörlerin başarılarını toplumla buluşturan ve geleceğin mühendislerini yetiştiren bir platform olduğunu belirten Bayraktar, toplamda 15 milyondan fazla ziyaretçiyle, dip dalgası halinde, toplumu saran bir devrim olduğunu söyledi.
Bayraktar, SAHA EXPO'nun Türk savunma sanayisinin gücünü ve potansiyelini dünyaya gösteren stratejik bir platform olduğuna da dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"SAHA EXPO 2024'ün ekonomik etkisini gözler önüne seren önemli bir ana geldik. Fuar süresince gerçekleştirilecek 133 imza töreninde toplam 6,2 milyar dolarlık anlaşmalar imzalanacak. Bu anlaşmaların 4,6 milyar dolarlık kısmı ise ihracat sözleşmelerinden oluşuyor. Geçen yıl Türk savunma ve havacılık sektörünün ihracatı 5,5 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Bu fuarda 1 yıllık ihracatımıza yakın seviyede ihracat anlaşmalarına imza atıyoruz. Bu, böyle bir etkinlik için gerçek bir rekordur."
Uluslararası Uzay Kongresi'nin 2026'da Türkiye'de düzenlenecek olmasının, Türkiye'nin uzay alanındaki iddiasını gösterdiğinin altını çizen Bayraktar, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı liderliğinde, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ve SAHA İstanbul işbirliğiyle Antalya'da gerçekleştirilecek bu etkinlik, Milli Uzay Programı'ndaki projelerimizi dünyaya sunacak. Ülkemiz, savunma sanayisinde önemli atılımlar yaparak, bölgesel güvenlikte önemli bir aktör haline geldi." dedi.
"Savunma teknolojilerindeki ilerlemelerimizin nihai amacı barışı korumak"
Bayraktar, teknolojik gücü barış ve adalet için kullanmanın en büyük sorumluluk olduğunu vurgulayarak, özellikle Gazze'de yaşanan insanlık trajedisinin bu sorumluluğun önemini bir kez daha hatırlattığını dile getirdi.
Dünyanın gözleri önünde yaşanan bir insanlık trajedisine sessiz kalamayacaklarının altını çizen Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Gazze'de yaşanan durum bölgesel bir çatışma değil, tüm insanlığın vicdanını sızlatan bir soykırımdır. Savunma teknolojilerindeki ilerlemelerimizin nihai amacı, barışı korumak ve insan hayatını savunmaktır. Bugün Gazze'de gördüklerimiz, maalesef teknolojinin yıkıcı gücünün acı bir örneğidir. Türkiye olarak her zaman mazlumun yanında durduğumuz gibi Gazze halkının da yanındayız. Uluslararası toplumu bu soykırıma son vermek için harekete geçmeye çağırıyoruz. Unutmayalım ki gerçek güç yıkmakta değil inşa etmekte, öldürmekte değil yaşatmaktadır."